Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından açıklanan makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, 2025 yılının ilk dört ayında Türkiye’nin serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı 8,9 milyar dolara ulaştı. Birlikten yapılan açıklamada, ihracat miktarında yüzde 6 düşüş yaşanmasına rağmen, ortalama birim fiyatların yüzde 5,6 arttığı bildirildi.
Yıllık bazda ihracat yüzde 0,6 artışla 28,3 milyar dolar seviyesine çıktı. Almanya’ya yönelik makine ihracatı 1 milyar dolara ulaşırken, ABD pazarında stagflasyon endişelerine rağmen yüzde 0,7 oranında sınırlı bir artışla 550 milyon dolar gerçekleşti. Üçüncü sıradaki İtalya’ya ihracat ise yüzde 14,5 artışla 400 milyon dolara yaklaştı. Nisan ayında en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülkeden sadece Rusya ve Irak’ta düşüş olurken, diğer 8 ülkede yüzde 16,8 ile yüzde 59,2 arasında artış kaydedildi. İçten yanmalı motor ve aksamları ihracatı yüzde 3,3 artarak 815 milyon dolara çıktı.
Küresel inşaat sektöründeki yavaşlama nedeniyle inşaat ve madencilik makineleri ihracatı yüzde 22,3 azalırken, tekstil ve konfeksiyon makineleri yüzde 15’in üzerinde, türbin, turbojet, hidrolik sistemler, gıda ve kağıt-matbaacılık makinelerinde ise yaklaşık yüzde 10’luk artış görüldü.
MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, 2025’in ilk dört ayında makine ihracatının serbest bölgeler dahil 8,9 milyar dolar olduğunu vurguladı. Karavelioğlu, küresel ekonomide büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edilmesinin yatırım kararlarını olumsuz etkilediğini, ancak ABD-Çin arasındaki ticaret görüşmelerinin olumlu sonuçlanmasının belirsizlikleri azaltabileceğini söyledi.
Karavelioğlu, stratejik sektörlerde kritik rol oynayan ham madde ve elementlerin tedarikinde Çin’e olan bağımlılığın, Batı’nın daha temkinli ve uzlaşmacı bir tutum almasına zemin hazırlayabileceğini belirtti. Almanya’nın sürdürülebilirlik ve inovasyon odaklı stratejilerini yakından takip ettiklerini, enerji verimliliği yüksek, düşük karbon ayak izine sahip ve dijital dönüşüme uyumlu çözümler geliştirmenin önemine dikkat çekti.
Karavelioğlu, ülkelerin dış ticaret politikalarının jeopolitik nüfuz ve küresel liderlik stratejilerinin merkezine yerleştiği bir dönemde olduğumuzu ifade ederek, bu belirsizliğin ikinci çeyreğin sonuna kadar devam etmesinin beklendiğini söyledi. Ayrıca, ABD ve Çin arasında geçici tarifelerin askıya alınmasının ticaret görüşmelerinde önemli bir adım olduğunu ancak belirsizliklerin tamamen sona ermediğini dile getirdi.
Avrupa Birliği’nin ikili ilişkilerde kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini belirten Karavelioğlu, AB’nin kritik ham madde ve yüksek teknolojide tedarik güvenliğini sağlamak için daha aktif ve bağımsız bir politika izlediğini söyledi. Almanya’da yeni hükümetin sanayi politikalarını özel finansman paketleriyle şekillendireceği ve kritik yatırım alanlarına öncelik vereceği belirtildi.
Karavelioğlu, AB’nin sürdürülebilir ürünler ve tek pazar politikalarıyla rekabetçiliği artırmayı hedeflediğini, avro bölgesinde yüzde 0,4 büyüme ile toparlanma sinyalleri alındığını kaydetti. Almanya’da şubat ayında siparişlerde beklenmedik bir artış gözlendiğini, mart ayında üretimin yüzde 3 yükseldiğini ve ilk çeyreğin 2022 başından beri en yüksek büyüme dönemlerinden biri olduğunu söyledi. Ancak maliyet baskıları ve tedarik zinciri sorunlarının Avrupa’da yeni yatırımların önünde engel olmaya devam ettiğini vurguladı.